Yeşim Köksal İle Keyifli Bir Sohbet

Sizi tanıyabilir miyiz?

 Yeşim Köksal ben. Aslen Kırşehir Mucurluyum. 07.03.1987 Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Ankara’da tamamladım. İstanbul’da İTÜ TMDK’nin Ses Eğitimi Bölümünden mezun oldum. YTÜ’de Pedagojik Formasyon eğitimi aldım. Sonra Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesinde Ses Eğitimi Bölümünde yüksek lisansa başladım. Tezimi, üniversitenin tanıdığı süre içinde tamamlayamadığım için yüksek lisans eğitimim tez aşamasında kaldı.

Şu an Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği ve Sıra Gecesi Topluluğu ses sanatçısı olarak mesleğimi icra ediyorum.

Müzikle ne zaman tanıştınız ve hayatınızdaki yeri nedir?

Müzik çok küçük yaşlarda başladı bende. İlk mikrofonum annemin mutfağında bulunan sarımsak döveciydi. Ben o sarımsak döveciyle ayna karşısında sanatçıları taklit ederdim. Komşu çocuklarını karşıma alıp onlara şarkılar söylerdim. Bu dediğim 3 – 4 yaş civarıma denk geliyor. Kısacası müzik benim her şeyim.

Şimdiye kadar yapmış olduğunuz çalışmalarda sizin için yeri başka olan hangisiydi?

Her çalışmam çok kıymetli ama bir televizyon programına katılmış, orada Nun Akgün’den alınan “Ötmesin Bülbüller Solmuştur Gülüm” adlı bozlağı seslendirmiştim. 31.03.2008’de Kral Tv’de Zafer Gündoğdu hocamın sunduğu “Dost Bağı” adlı  programdı bu. Sesimin kitlelere ulaşmasını sağlayan mühim bir icra olduğu için onun yeri çok başkadır bende. Ayrıca seneler sonra aynı eser iki farklı dizide benim sesimle de kullanılmıştı. Bu da çok ayrı bir gururdur benim için.

Çok uzun zaman sonra yeni albüm geldi. Yeni albüm hakkındaki düşünceleriniz neler?

İlk albümüm “Avaz” memleketim başta olmak üzere Kırşehir ve Kırıkkale yöresinin türkülerinden oluşmuştu. Benim kimliğim niteliğindeydi. “Avaz II” ise çok farklı oldu. Türk kültürü çok zengin. Coğrafyamız türkülerimiz çok zengin. Her yörenin kültürü, türküsü, yöre ağzı bambaşka. Farklı bölgelerdeki türküleri, farklı dillerdeki eserleri, özellikle sesime yakıştırdığım her eseri icra etmeyi çok seviyorum.  “Avaz II” de benim için bu çeşitliliği sağlayan, özel bir çalışma oldu. 

Albüm hazırlıkları nasıl geçti? Bu süreç sizin için nasıl gelişti?

Albüm yönetmenim çok kıymetli abim İsmail İlknur ile ilk albümüm “Avaz” zamanında tanıştık. Sanatına ve sanat anlayışına güvendiğim, kendisiyle çalışmaktan büyük keyif aldığım bir insan. İsmail abi aracılığıyla tanışmıştım Ayhan Orhuntaş abim ile. Yıllar önce bir proje albümde birlikte çalışma imkânı bulmuştum. Sezen Aksu şarkılarından birini cover yapmak istiyordum ve bunun için stüdyo arayışındaydım. İsmail abi, Ayhan abiyi önerdi. Birlikte yaptığımız toplantıda Sezen Aksu şarkılarını başka bir zamana ertelemeye karar verdik.

Müzik yapma sürecinizde size en çok ilham veren sanatçılar veya gruplar kimlerdir?

Yıllar içinde dinlemekten ve söylemekten keyif aldığım türküleri, şarkıları ve etnik yapıdaki eserleri sahne repertuvarıma dahil ettim. Albümümde de bu çeşitliliğe yer vermek istedim. Bu anlamda beni etkileyen birçok sanatçıdan ilham aldım.

Müziğin dışında, kariyerinizdeki diğer ilham kaynakları nelerdir?

Yaşanmışlıklar, doğa… 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız veya hangi tarzda müzik yapıyorsunuz?

Ben aslen Kırşehirliyim. Türk halk müziği yorumcusuyum. Ülkemizin her yöresine ait türküleri seslendirmeye çalışıyorum.Tabi ki uzmanlaştığım bölge Kırşehir ve Orta Anadolu bölgesi türküleri.  Öte yandan Azerbaycan türkülerini icra etmeyi de çok seviyorum. Mart 2011’de Azerbaycan’da “Beynelxalq Muğam Müsabiqesi” “Qarabağ Şikestesi” Zerbi Muğamını en iyi icra eden yabancı sanatçı ödülünü aldım. Azerbaycan müziğine büyük bir ilgim var. Farklı dillerde müziğini beğendiğim sesime yakıştırdığım türküleri muhakkak repertuarıma almaya çalışırım.

Albümlerin isimleri bir devamlılık arz ediyor. İlki Avaz 1’di. Bu da Avaz 2. Neden Avaz?

Avaz; yüksek sesle haykırmak, bağırmak anlamına gelir. Dilimizde Arapçadaki ”avaze” sözcüğünden türetilmiştir. Avaze yüksek sesle bağırmak ve çığırtkanlık yapmak anlamına gelirken avaz kelimesinin sözlük anlamı sestir. İran halk müziğinde ise avaz o bölgenin uzun havası formudur diyebiliriz. Bozlak kelimesi de anlam olarak ‘Avaz’ ile benzerlik gösterir. Bozlak da zaten feryad etmek, haykırmak, bozulamak, bozlamak anlamına gelen bir kelimedir. Bozlaklar, Avşar ve Türkmen ağzı ile seslendirilirler. Bozlakların usta seslendiricilerine, Kırşehirli Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Çekiç Ali, Kırıkkaleli Hacı Taşan, Ekrem Çelebi, Nuh Akgün gibi yöresel sanatçıları örnek verebiliriz. İlk albüme “Avaz” ismini vermemin sebebi okuduğum eserlerin bu özelliklerde olması idi. İkinci albümde de zorluk derecesi yüksek olan eserler vardı. İlk albümün etnik yapıdaki devamı niteliğini taşıyor.

Hıdırellez günü Ederlezi’yi yayınlamanız bence çok hoş bir davranıştı. İnanır mısınız böyle halk kültüründe olan ritüellere?

Kaynaklara göre Hıdırellez; Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar’da kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır Günü) olarak da adlandırılan Hıdırellez, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır. Gelenekselleşmiş bu bayramı biz de her yıl çeşitli ritüeller ve dualarla kutlamaya çalışır, dilekler dileriz.

Ederlezi’den sözü açmışken son albümünüzde farklı dillerde şarkılar seslendirdiniz. Nasıl bir deneyimdi sizin için?

 Ben farklı dillerdeki eserleri dinlemeyi çok severim. Müziğini ve sözlerini beğendiğim, hikayesiyle beni etkileyen, sesime yakıştığını düşündüğüm, hissettiğim eserleri icra etmeyi çok seviyorum. Zaman zaman konserlerimde de bu tarz eserlere yer veriyorum. Dinleyicilerimin benden dinlemeyi en çok sevdiği üç esere bu albümde yer verdim. Yapımcım Ayhan Orhuntaş ve sevgili yönetmenim İsmail İlknur ile bu yola da böylece girmiş olduk.

Albüm yeni çıktı ama önümüzde yeni çalışmalar var mı?

Elbette var. İki sene önce yapmış olduğum “100 Yılın Türküleri” projesi kapsamında Kerem Ökten aranjörlüğünde 52 türkü seslendirdim. Yakında başka bir şirket üzerinden yayınlanacak. Yapımcım Ayhan Orhuntaş ile başka projelerde yapabiliriz. Zamanın ne getireceğini ben de bilmiyorum. Sürprizleri severim. Bana yakışacağını düşündüğüm projelerde yer almaktan mutluluk duyarım. İleride büyük sürprizler olabilir.

Dinleyicilerinize iletmek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?

Bizim türkülerimiz burcu burcu toprak kokar. Her memleketin toprağının rengi, kültürü, türküsü farklı. İsterim ki kendi kültürümüzü unutmasınlar. Her daim yaşatsınlar. Önce kendi değerlerine sahip çıksınlar.

Bizden sonra gelecek olan sanatçı kardeşlerimiz türkülerimizi türkü gibi icra etsinler, arabeskleştirmesinler. Kültürler doğru aktarımla ilelebet muhafaza edilip korunabilir. Yozlaşmak ile çağdaşlaşmak arasında güzel köprüler kurabilirler.

Herkese çok teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.

Leave a Reply